Dr.Samuel F.Hahnemann, “Organon” adlı kitabıyla, sağlıklı ve sevgi dolu bir yaşam sürmek için; bitkiler, hayvanlar ve insanlara karşı, iyi test edilmiş ilaçlarla, yaşam gücümüzü ılımlı bir şekilde dengede tutmanın temelini verdi.
Homeopatik tedavi sistemi ile tüm canlılar ve bununla birlikte tüm dünya daha sağlıklı ve güvende olur.
Geçtiğimiz hafta sonu, daha önce “değişim mümkün” bloğumda da sizlere anlattığım Sevgili Arkadaşım Önder MERGAN ile birlikteydim.
Uzun bir çalışma ve deneyiminden sonra “Agrohomöopati” kitabını bitirdi ve bunu kutlamak için homeopatiye gönül veren dostlarımızla Gülderman Çiftliğinde toplandık.
Homeopati bir mucizedir.
Doğru kullanıldığında hayvanları, bitkileri ve insanları harika bir şekilde birbirine bağlayarak, doğayla uyumlu, onurlu bir yaşam sürdürür.
Önder Mergan, homeopatik çiftliğinde, bu fikri muhteşem bir şekilde hayata geçirdi!!!
Bitkileri, hayvanları ve insanları burada bir araya getiriyor. Bitkilerin, hayvanların ve insanların tedavisinde uzun yıllara dayanan tecrübesiyle, bu harika kitaba bilgisini aktarmıştır.
Bu kitapta homeopatiyi anlamak ve onu bitkilere uygulamak için iyi bir temeliniz oluşturabilirsiniz.
Hele ki daha barışçıl ve sevgi dolu bir dünyaya girmek üzere olduğumuz bu dönemde, içindeki tüm hayvanlara, bitkilere ve insanlara daha uygun ve onurlu bir şekilde davranmamız gereken bu kitap harika bir hediye.
Bir insanlık ailesi olarak, tarihte bir dönüm noktası yaşadığımız bu dönemde, hepimiz kendimize, çevreye, sevgi ve saygıyla yaklaşmalıyız.
Yaşamımızın temeli olan doğayı, hayvanları ve dolayısıyla bizleri zehirlemekten, değersiz ve insanlık dışı davranmaktan vazgeçmeliyiz.
Sonuçta onlar bizim hayatta kalmamız, sağlıklı beslenmemiz, nefes almamız için en önemli unsurdur.
Yaklaşık 100 yıldır insan “şehvetleri” için dünyanın dengesini bozuyor ve sonunda kendini mahvetmenin acımasız yolunu görmüyor.
Kaliteli bir yaşam sürmek için her şeyden önce temiz havaya, temiz suya ve sağlıklı yiyeceklere ihtiyacımız var.
Özellikle yeşil manzaralarda, ağaçlarla dolu bir parkta kendimizi rahat ve huzurlu hissediyoruz.
Evrimsel psikologlar, bu bölgenin bize başlangıçta geldiğimiz savanları hatırlattığından ve (yemyeşil) yeşilin bize burada torunlarımızla birlikte hayatta kalabileceğimizi işaret ettiğini söylüyorlar.
Ama nereye çekilirsek çekilelim (deniz, orman, park vs.), doğada vakit geçirmek bizi olumlu yönde etkiliyor, mutlu ve sağlıklı olmamızı sağlıyor. Dışarıda vakit geçirmek aynı zamanda zinde olmamızı sağlar ve cildimizi pürüzsüzleştirir.
Hastalıkları bile tedavi edebilir. Temiz hava ve yeşillik sayısız bedensel işlevimizi harekete geçirir: Hücre, şeker ve yağ metabolizmamızı geliştirir, kan basıncımızı düşürür ve nabzımızı sakinleştirir. Özellikle değerli uyku hormonu melatonin üretimi de düzenlenir.
Böylece tekrar daha iyi uyuyabilir ve genel olarak daha rahat olabiliriz. Aynı zamanda, açık havada birçok mutluluk hormonu üretiyoruz. Bir İngiliz araştırmasına göre, doğada sadece birkaç dakikalık fiziksel aktivite, moralimizi yükseltiyor ve özgüvenimizi geliştiriyor.
Özellikle son 2 yılda bu tür krizlerden sağ salim çıkabilmek için sağlıklı bir zihin ve bedenin ne kadar değerli olduğunu gördük. Ama inanıyorum ki, insanlık ailesi olarak artık kendimize ve çevreye yeniden sevgi ve hassasiyetle davranarak bunu değiştirmek için büyük bir fırsata sahibiz.
Önder MERGAN gibi ben de, insanlar, hayvanlar ve bitkiler için Türkiye’den ve dünyanın her yerinden gelip Homeopati öğrenebilecekleri bir ‘Homeopati Merkezi’ oluşturma arzusundayım!
“Güldermann Çiftliği” ile harika bir başlangıç yaptığını düşünüyorum.
Önder MERGAN‘ a, insanlık ailesine miras bıraktığı bu büyük eser için yürekten teşekkür ediyorum.
Sevgi dolu, huzurlu dileklerimle, bir sonraki blog yazımda buluşana kadar, sağlıkla kalın!
Homeopat Rita Berta Kaya