Azizler olarak saygı görüyor, cadı olarak şeytanlaştırılıyor. Ebelik dünyanın en eski kadın mesleklerinden biridir. Ve uzun tarihi boyunca neredeyse sürekli olarak saldırıya uğrayan, bastırılan ve sömürülen ama aynı zamanda her zaman hayranlık duyulan, mitolojileştirilen bir meslek.

Aynı hikâye homeopati için de geçerli! Nasıl ki ebeler binlerce yıldır kadınlara yardım ediyorsa, homeopatik/terapi/felsefesi de “benzeri benzerle iyileştirme” konusunda daha çok kadınlar ve çocuklara yardım ediyor (tabii ki erkeklere de yardım ediyor fakat daha çok kadınlar ve çocuklardan ilgi görüyor).

Ebelerin o zamanlar becerisi Yunanlılar ve Romalılar için çok değerliydi: Annesinin ebe olduğu söylenen filozof Sokrates, anatomi, fizyoloji, eczacılık ve cerrahi konularında bilgisi olan “tıbbi ebeleri” eğitimsizlerden ayırıyordu.

Bir anda ebelerden, üst sınıfın içlerine girip hâkimiyet kuran kadınlar oldu. Bu skandalı hayal etmelisiniz: Ünlü Doktor Paracelsus bile şunu itiraf etti: “Tıp ve şifalı bitkilerin etkileri hakkında sahip olduğum tüm bilgileri ebeler ve bilge kadınlardan dolayı biliyorum.”

Bu durum uzun süremezdi ve sürmedi de..! Orta Çağ’ın başlarında ebe olarak yaşam tehlikeli olmaya başladı! Bu yüzden ebelerin sahip olduğu bilgilerin büyük bir kısmı kayboldu: Yalnızca Köln’de, 1627 ile 1639 yılları arasında şehrin ebelerinin neredeyse tamamı cadı oldukları gerekçesiyle yakıldı.

Toplamda, cadı avı sonucunda Avrupa’da tahminen üç milyon kişi yargılandı ve 100.000 den fazlası yakılarak öldürüldü. Elbette bunların çoğu ebelerdi. 18. yüzyıldan itibaren ebelik mesleği giderek erkekler tarafından ele geçirilmiş, cerrahi fakültelerinde kadın doğum dersleri erkeklere verilmeye başlanmış (Hatta kadınlara fakültelere girmek yasaktı.

Dünya çapında 1870 den itibaren, Almanya da ise ilk defa 1908 de kadınların fakültelere girmesine izin verildi) ve bu nedenle giderek daha fazla sezaryen gerçekleştirilmiştir. Ne yazık ki bu durum günümüzde de devam ediyor ve ebeler meslekleri adına yeniden zorluklar yaşıyorlar.

Homeopatiye zulmedildi ve hakaret edildi ve hâlâ da ediliyor. Dr. F.Samuel Hahnemann binlerce yıldır var olan homeopatik öğretileri köklü, bilimsel olarak desteklenen bir terapi sistemine dönüştürdü ve o tarihten bu yana insanlar, hayvanlar ve bitkiler için dünya çapında milyarlarca kez kendini kanıtladı.

Son yüz yılda homeopati özellikle anneler ve çocuklar üzerindeki harika başarıları ve gerçek mucizeler yaratmasıyla tanındı ve sevildi. Hamilelik sırasında ve doğum sırasında özellikle homeopatik ilaçların harika gücünü görebiliriz.

Doğum yapan kadın daha sakinleşir, böylece rahim ağzı daha kolay açılır ve çocuk bu dünyaya daha kolay ve nazik gelebilir. Ağrılar önemli ölçüde hafifler ve doğumdan hemen önce yan yatan çocuklar kolaylıkla doğum durumuna getirilebilir.

Yıllardır hayalini kurduğum proje gerçek oldu! “Serbest Ebeler” derneğiyle birlikte çalışmalar yapacağım.
Ebelerin homeopati ile ne ilgisi var? Ebeler, yaşam gücünün huzur ve sessizlik içinde yeni bir yaşam geliştirmesine ve bu yeni gelişim aşamasına, dünyaya sağlıklı bir denge içinde gelmesine yardımcı olur.

EBELERE ÖZEL HOMEOPATİ EĞİTİMİ

Bu nedenle ebelerin homeopatik teori ve pratik konusunda sağlam bir bilgi edinmeleri çok önemlidir. Çünkü bu rezonans, frekans terapisi onlara, hamile kadınlara, doğum yapan kadınlara, sonrasında yaşanabilecek çok zor ve acı verici durumlarda bile yardım etme fırsatı verir.

Hamilelik bir hastalık değil tam tersi, sağlığın en üst düzeyde olduğunun teyididir! Dokuz aylık süreçte anne adayının stresi artar ve nadir durumlarda patolojik gelişmeler yaşanabilir. Burada ebelerin düzenli bakımı arzu edilir. Homeopati aynı zamanda bu bütünsel gelişim sürecindeki aksaklıklar üzerinde ideal, uyumlulaştırıcı bir etkiye de sahiptir.

Hamilelik, kadın için anne olma yolunda ilerleyen bir değişim sürecidir. Ancak hamilelik, doğum ve doğum sonrası dönem hastalık dönemleri değildir, bu nedenle hastanelerde sağlıklı insanların bakımının anlamsız ve maliyetli olduğunu düşünüyorum. Daha çok kendi doğumhanesi olan sağlık merkezleri kurmalıyız, burada kadınların en az 4/5’ü normal doğum yapabilir ve homeopatik bakım da daha ucuz ve daha kolay olur. Hastane, doğumun hassas süreci açısından pek çok sorunu da beraberinde getirir.

Yapılan birçok ön muayene ve hazırlık nedeniyle sürekli makinelere bağlı olmak, doğum yapan kadını büyük bir stres durumuna sokmakta, bu da doğum sırasında birçok soruna yol açabilmektedir. Bundan dolayı da çok kolay bir şekilde sezaryene kapı açılıyor ve bu şekilde doğal doğumun önüne geçiliyor.
Homeopati, bu konuda Dr. Samuel Hahnemann dan beri (1755-1843) başarıyla çalışıyor.

“Geleneksel tıbbın” çözümlerinin ömrü genellikle yalnızca beş yıldır. Homeopatide durum böyle değildir; eğer doğru kullanılırsa, Hahnemann’ın zamanında olduğu gibi bugün de aynı başarıyla çalışıyor! Tabii ancak Organon of the Healing Art 6. Baskı’da belirttiği kurallara uyulması şartıyla.

Kendimize ve kendi yeteneklerimize, evrimin bize verdiği yeteneklerimize güvenmeliyiz. Hahnemann‘ın zamanından bu yana yalnızca genel koşullar daha iyiye doğru değişti. Bu koşullar, iyi ve eksiksiz beslenmemizi ve dolayısıyla hamilelikten itibaren sağlığımızı iyi korumamızı sağlar.

Huzur ve sağlık içinde bir geleceği savunuyorum. Bu da ancak sağlıklı, uyum içinde, huzur içinde geçen doğumlarla olabilir. İşte bunu iyi eğitimli, homeopatiyi de öğrenebilen ebelerle başarabiliriz.

Sevgilerle, Homeopat Rita Berta Kaya

Bir Yanıt “Ebeler ve Homeopatlar”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir