Gudrun Thielmann
Sevgili Gudrun, öncelikle yeni yaşında sana uzun, sağlıklı, mutlu, zenginlik, bolluk ve bereket içerisinde ve tabii ki homeopati dolu bir yaşam diliyorum. Sevgili okurlarıma senden, senin hayatından söz etmek istiyorum ve elbette benim hayatımda bıraktığın izlerden ve değişmez yerinden.
Gudrun eğer Almanya’da üniversitede resmi bir homeopati bölümü olsaydı, orada kesinlikle bir profesör olarak görev yapardı. Kendisine klasik homeopatinin temellerini Türkiye’de atmaya yönelik inancı, büyük cesareti ve bilgi aktarımı nedeniyle teşekkürlerimi sunuyorum. Onun bana ve homeopatiye olan desteğinin kalbimde yeri çok ayrı.
O, hayatı hakkında uzun uzun kitaplar yazılabilecek güçlü ve çok değerli bir kadın. Normal doğumla dünyaya getirdiği 8 çocuğunu sadece homeopatik ilaçlarla tedavi ettiği ve büyüttüğü gerçeği başlı başına bir kitap değerindedir.
8 çocuğunun normal doğumla dünyaya getirdikleri ve sadece homeopati ile büyüyen 7 tane de torunu var.
Sevgili Gudrun ile yürümeye başladığım ve hala onunla yürümeye devam ettiğim hayatımın küçük bir bölümünü anlatmak istiyorum.
Homeopati eğitimimi Hahnemann ve Organın 6. baskısının ilkelerine dayanarak, Gudrun’dan ve eski eşi Volker Thielman’dan aldım. Sevgili Volker’e de ayrıca teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Ancak Hahnemann‘ın ilkelerine dayanan bu açık eğitim sayesinde bugüne kadar binlerce insanın hayatına dokunabildim ve onların destekleri sayesinde Türkiye’de yüzlerce insana bu eğitimi verebildim.
Gudrun ile ortak çalışmalarımız 1996 yılında benim Türkiye’ye taşınmamla başladı. Türkiye’de homeopati olup olmadığını çok düşünmeden kitaplarımı ve homeopatik ilaçlarla dolu bir çantayı yanımda Türkiye’ye getirdim.
Önce Türkiye’de homeopatiyi bilen birileri var mı diye araştırdıktan sonra üzülerek bu alanda kimsenin olmadığını fark ettim. Çok az insan “homeopati” kelimesini duymuş veya biraz biliyordu. İşte o zaman ben ne yapabilirim diye düşünmeye başladım.
Almanya’ya Frankfurt’a tatil için geldiğimde Gudrun’a durumu anlatıp, Türkiye’de kurs yapabilir miyiz, diye sordum ve “Evet” cevabını aldım. Böylece macera ve heyecan dolu süreç başladı, Türkiye’de homeopatinin ilk temel taşı olacak eğitim çalışmasını 4 öğrenciyle başlattık.
Üstelik homeopati konusunda elimizde herhangi bir Türkçe yayın olmadan yapmaya çalıştık bunları, iletişim konusunda da iyi sayılmazdık. Ama inandık ve vazgeçmedik. 2 sene boyunca tecrübe kazandık ve 1998 yılında artık öğrencilerimiz ile birbirimizi çok iyi anlamaya başladık. Başarılı bir sistemi hayata tam olarak geçirdik.
Ve sonra Türkiye’ye defalarca gelip yüzlerce insanı eğittin ve yorulmadan bilgini bizimle paylaştın. Bu, benim de eğitim vermemi sağladı ve şimdi eski öğrencilerinin çoğu (ilk 14 kişiden neredeyse tamamı doktordu) aynı zamanda eğitmen oldular.
Sevgili Gudrun, senin ısrarın ve desteğin sayesinde, yıllarca süren bir çalışma sonunda “Organon’un 6. baskısını tercüme ettik. Uzun sürdü, çünkü sürekli birlikte olamıyorduk ve ancak sen eğitimler için Türkiye’ye geldiğinde çalışmalarımızı sürdürebiliyorduk. Eğitimler ve seninle yapılan işbirliği her zaman eğlenceli, neşeli ve homeopatik anlayışıyla dolu geçti.
Bilgin ve dostluğun için tüm öğrencilerin adına sana teşekkür ederim, burada bize bıraktığın ve gelecekte de vereceğini umduğumuz paha biçilmez bilgiler için sana minnettarım.
Bu hayatta senin gibi güçlü ve çalışkan kadınlar iyi ki varlar. Bizim içimizde dünyayı değiştirecek ve binlerce insanın hayatına dokunacak güç var. Doğum günün ve anneler günün kutlu olsun hocam, dostum ve yoldaşım.
Sevgiyle Rita KAYA