Biz, hepimiz kocaman bir insan ailesiyiz. Medyada bize ne gösterilirse gösterilsin, aslında bütün hepsi bize oynatılan berbat bir filmden başka bir şey değil.

2020 Corona krizinde en büyük BT şirketlerinden, en büyük varlık yönetimi şirketlerinden (aşağıya bakınız XXX), ilaç endüstrilerinden ve savunma sanayinden oluşan dijital-finansal kompleksin, aslında küçük ama güçlü bir insan grubunun neler yapabildiğini çok açık bir şekilde gösterdi. Gezegenimizde şimdiye kadar var olan en güçlü gücü oluşturmak ve tüm dünyaya hükmetmek için bir araya geldiler.

Bizi daha iyi yönlendirebilmek ve yönetebilmek için gücümüzü kaybetmemizi istiyorlar çünkü korkunç şeyleri görmek bilinçaltımızda öfke, üzüntü, acıma ve korku uyandırıyor!

Bu şekilde bizi zayıf düşürüyor, çaresiz hissettiriyor. Bütün bunları en yakın tarih olarak, uygulanan corona tedbirleri, aşılar ve hala sürmekte olan savaşlarla gördük. (bu konuyu başka bir zaman daha detaylı anlatacağım). İşte medya aracılığı ile bize yansıtılan korku, üzüntü, öfke vs. duygular bağışıklık sistemimizi zayıflatıyor ve bu yüzden hastalanıyoruz!

Bu, savaşta olan, kötü muameleye maruz kalan, öldürülen, işkence gören veya yoksulluktan ölen, hasta insanlara yardım etmez. Unutmayın! Biz çok daha fazlayız ve daha güçlüyüz, sadece içimizde ne kadar harika bir gücün yattığını, bu iyi ve yaratıcı gücün her zaman evren/Tanrı tarafından desteklendiğini bir kez daha öğrenmemiz gerekiyor.

İçimizde yaşayan saf güç, sevgi ve bağışlamadır. Burada şunu hatırlatmak isterim ki mağdur olmamıza gerek yok, biz karar verebiliriz, bu %100 bizim elimizdedir. Kurban mı olmak istiyoruz yoksa yaratıcı mı? Neye dikkat çektiğimiz her zaman önemlidir, çünkü yaşamımıza çektiğimiz şey budur.

Mesela karanlık bir depoya el feneriyle girip ışığı sadece bir tarafa tuttuğumuzda diğer tarafı göremeyiz.

Bu güçler bizi zayıflatmaya çalışıyorlar, insanları nasıl yönlendirip etkileyebileceklerini çok iyi biliyorlar, tekrar belirtiyorum bunu Corona krizinde çok iyi gördük, korkunç görüntülerle, kısıtlamalarla, bizi nasıl korkuya, umutsuzluğa sürüklediklerini, yalan, iftira vb.

Dileyen herkes alınan önlemlerin, yapılan aşıların yeterince araştırılmadığını, ne bizi ne de başkalarını korumadığını artık sosyal medyadan öğrenebilir. Tam tersine pek çok kişinin hafiften ağıra kadar ilerleyen hastalıkları var. Yapılan araştırmalarda, hatta uluslararası raporlardan, 2021’den itibaren, (korona krizinin başlangıcında 2020’de mevcut olmayan), çok yüksek bir ölüm oranının olduğunu görebilirsiniz!

Tüm yan etkiler devam ediyor ve ancak önümüzdeki yıllarda göreceğimiz daha çok şey var.

Ama en önemlisi, eğer bir daha böyle bir şey olursa, iyi hazırlanmalıyız. Homeopati, bilinçaltı eğitimi ve çok daha fazlası burada bize yardımcı olabilir, sadece buna açık ve hazır olmalıyız. Homeopati, bağışıklık sisteminizi/yaşam gücünüzü güçlendirmenizi sağlar, böylece tüm krizleri kolayca atlatırsınız ve yine de bir hastalığa yakalanırsanız, homeopati ilkelerine bağlı kaldığınız takdirde en hızlı ve güvenli şekilde yardımcı olabilir. Dr. F.Samuel Hahnemann‘ın Organon § 9-10’da yazdığı gibi.

§ 9
Sağlıklı durumdayken mutlak bir hakimiyeti olan ve fiziksel bedene (organizmaya) hayat veren manevi yaşam gücü (dynamis), vücudun tüm kısımlarının his ve faaliyetlerini, hayranlık uyandıran bir uyum içinde tutmaktadır. Böylece, içimizdeki akıllı güç, sağlıklı ve hayat dolu aracı, varoluşumuzun en yüksek amacına hizmet etmek için özgürce kullanabilmektedir. 

§ 10
Maddi bir organizma, yaşam gücü olmadan hissedemez, hiçbir faaliyet gösteremez ve varlığını koruyamaz. Sağlıkta ve hastalıkta organizmayı canlı tutan bu manevi varlık (yaşam gücü) sayesinde, tüm hislerin ve hayati fonksiyonların devam etmesi mümkün olur. Yaşam gücü olmazsa beden ölür.

Her şeyin kendi içimizde olduğunu, harika bir iç güce sahip olduğumuzu ve çok şeyi değiştirebileceğimizi anlarsak, kendimizi güçlü hissederiz ve dolayısıyla çevremiz üzerinde de büyük bir etkimiz olur çünkü hepimiz birbirimize bağlıyız. Bu süre zarfında en önemli şey içinizdeki yaratıcı gücün farkına varmanızdır. Böylece kendinizi değiştirirsiniz ve eski öfke, kızgınlık, nefret, kıskançlık ve üzüntü anılarınızı bırakıp onları sevgiye dönüştürürsünüz. Bu sayede de tüm dünya değişir.

Çünkü hepimiz morfogenetik alanda birbirimize bağlıyız. Mathman Ghandi ne diyor “ Dünyada görmek istediğin değişimin kendisi ol. ”Hepimiz Isaac Newton’un dünya görüşüne göre şekillendik. Diyor ki: “yalnızca madde, maddeyi etkiler.”

Uzun zamandır bilimin inancı bu idi ve bu yüzden sadece madde vardı, tıp bile bu prensibi takip ediyor ve insanlar makine olarak görülerek tedavi ediliyor. Sadece dışarıdan görülen maddi belirtiler tedavi edilir. Homeopati bu konuda bir öncüdür. Dr. F.Samuel Hahnemann 220 yıldır bir yaşam gücünün var olduğunu ve yalnızca yaşam gücünün bize verdiği açıkça görülebilen semptomları tedavi edebileceğimizi söylüyor. Bilimde kuantum fiziği ve epigenetik aracılığıyla elde edilen yeni bulgular, maddeden çok daha büyük ve varoluşsal bir şeyin var olduğunu kanıtlıyor; o da ENERJİ! Enerji dalgalar ve titreşimler halinde!

Dünyanın en zeki insanlarından biri olan Albert Einstein bunu fark etmiş ve şöyle demiştir: “Enerji alanı, maddeyi belirleyen tek güçtür”.

Sadece maddenin görülebildiği devasa bir enerji alanında yaşıyoruz, ancak bu enerji tarafından yaratılmıştır.Enerji biz insanlar için görünmez, ancak maddi formu yaratır ve sürekli olarak etkiler.

Bilimin şu anki durumuna göre bu enerjiye “ilahi ya da sevgi” de diyebiliriz, her ne kadar bilim bu konuda biraz zorlanıyorsa da.

Amerikalı bilim adamı Bruce Lipton (biyolog ve epigenetikçi) onlarca yıldır bu konuyu araştırıyor ve tüm bunları kanıtlayabilir, “Akıllı Hücreler” kitabını öneriyorum. 

Şunun farkında olun, kişi sevginin titreşim frekansına demirlendiğinde, olumlu maddi koşulları kendine çeker! Her düşünce ve her kelimeyle harekete geçirilir. Düşüncelerimiz ve sözlerimiz gerçekliği yaratır, kişi sevginin titreşim frekansına demirlendiğinde, olumlu maddi ve manevi koşulları kendine çeker!  

Sevgilerle Rita Berta Kaya