Önceki yazılarımda da anlattığım gibi, yaşam gücü, anne rahmine düştüğümüz andan itibaren bizimle birliktedir.
Yaşam planımızın sağlıklı bir uyum içinde yürütülmesini sağlar.
Var olan ve gelişen bu plana göre, biz anne rahmine düştüğümüz andan doğuma kadar, bu dünyaya en doğru zamanda ve doğal bir şekilde gelmemiz için çalışır.
Eğer bu dünyaya önceden, yani sezaryen ameliyatı ile (doğal değil) gelmişsek bile, gelmeden önce yaşam enerjisi yine de, sağlıklı bir şekilde dünyaya gelmemiz için çalışır.
Doğumdan sonra tabi ki hayatımızın sonuna kadar bizimle birliktedir ve organizmanın zihin-beden-ruh birlikte uyum içinde olması için çalışır.
Ancak yaşam gücü çeşitli nedenlerle dengeden çıktığında, neye ihtiyaç duyduğunu bize semptomlarla gösterir ve bu semptomlar bize şifa verebilecek benzer homeopatik ilacı gösterir.
Bir kişi hastalandığında, ilk önce, gözle görülmeyen ve organizmanın her yanında var olan, kendi kendine faaliyetini sürdüren yaşam gücü rahatsızlanır. Hayata düşman, dinamik bir etkenle uyumu bozulan yaşam gücü, organizmadaki hız ve faaliyetlerin aykırı ve anormal bir hal almasına yol açar ki buna hastalık diyoruz.
Gözle görülmeyen bu güç, sadece organizma üzerindeki etkileri vasıtasıyla anlaşılabilir. Yaşam gücünün uyumu bozulduğunda ise, sadece his ve faaliyetlerdeki patolojik belirtilerle yani hastalık semptomları ile kendini belli edebilir. Semptomlar, bir gözlemciye ve gerçek hekime, organizmanın duyularla ulaşabildiği tek yoldur.
Organon § 15
Hastalanmış olan yaşam gücü ve bunun sonucunda ortaya çıkan semptomlar birbirinden ayrı düşünülemez, bunlar bir bütündür.
Organizma yaşam için bir araçtır, ama varlığını ancak içgüdüsel olarak hareket edebilen dinamizm ile sündürebilir.
Sonuç olarak ikisi bir bütündür. Bu durum kolay anlaşılabilir olmasına rağmen, yine de biz bunları “maddi ve manevi” diye ikiye ayırıyoruz.
Organon § 18 Semptomların toplamı ve buna eşlik eden dış etkenler hastalığın kendisidir. Bunların tümü ilaç seçimi ve tedavi için tek göstergedir.
Yaşam gücü içgüdüsel olarak hareket eder ve hissetmekten acizdir, ancak duygular üretebilir.
Bize her zaman mümkün olduğu kadar az zarar vermeye çalışır, bu yüzden içimizde bir şeyi iyileştirmenin ilk yolu, genellikle deride olan yoldur.
Bunu çoğunlukla bebeklerde görebiliyoruz( pişik vb.)Ama en iyi ergenlik çağında, çoğu ergende deri döküntüleri geliştiğinde görüyoruz (akne vb.), çünkü organizma mucize bir içsel değişim gösterir, bu nedenle yaşam gücü dengeyi korumak ister; öncelikle iç organlar ve beyne herhangi bir zarar vermemek için, ilk etapta dışarı aktarır. Yani sorun deride gerçekleştirilir.
Modern tıp, yaşam gücünü ve onun dilini anlamadığı için, döküntüleri tedavi ederken, birçok krem veya diğer kortizonlu ilaçları kullanarak, sorunu tekrar içsel başka bir seviyeye itmektedir.
Bu baskılamadan sonra organizmanın bozulması, adet ağrısı veya adet düzensizlikleri, konsantrasyon sorunları, uyku sorunları veya öfkeye duyarlılık vs. gibi iç sorunlar ortaya çıkar.
Bunu bebeklerde, deri döküntülerinin baskılandığı zaman mukoz zarlara geçtiğini kulak, burun ve boğaz vs. sorunlarına neden olduğunu görürüz.
Baskılanma devam ettikçe daha derine iner, yani bunların baskılanması alerji, astım, romatizma, diyabet ve kanser vs. yapar.
Daha sonra ise zihin-ruh hastalıkları ortaya çıkar. (otizm, adsh, hiperaktivite, konsantrasyon sorunları vs.)
Bu ruhsal ve zihinsel problemler, genellikle (5-6 yaşlarındaki çocuklarda bile) ilaç kullanımına başlayarak (örneğin Ritalin veya benzeri ilaçlarla) bastırılır. Bu baskılama daha sonra, ergenlik ve yetişkinlikte sigara, alkol, bilgisayar veya diğer ilaçlarla bastırma girişimleri ile devam eder.
İnsanlığın büyük bir kısmı yaşam gücünü tanıyor ve biliyor olsaydı bu baskılamalar olmazdı.
Homeopati, doğru kullanıldığı zaman baskı yapmaz, yaşam enerjisini tanır ve onun ortaya çıkardığı semptomlara göre benzer ilacı bulup, zihin beden ruh, bir bütün olarak tedavi eder.
Sevgiler, Rita Berta KAYA
Merhabalar,
Ben yıllardir hipertansiyonla mucadele eden biriydim.6 yıldır cok değerli Rita hocamın bana uyguladığı homeapati tedavisi ile yeniden sağlıklı yaşamıma kavuştum.Beyin damarımın küçük bir bölümü tıkalı olmasına rağmen tansiyon ilaçlarımı bıraktım.Yaşam gücümün bana iyilesmem için harika bir yol gosterdigini deneyimlemiş oldum.Homeopati tedavisi süresinde yasam enerjimin ortaya çıkardığı semptomları Rita hocamla anında paylastım,onun derin bilgilerinden faydalandım.Kendisinin benim yaşadığım rahatsızlıklarda nasıl bir yol izlemem gerektigini ve bu konuda en uygun homeopatiyi uygulaması ile bana her konuda desteği ile daha kalite bir hayatı yakaladım.Onu tanıdığım icin cok mutluyum iyi ki hayatımda.Sevgi ve saygılarımla…
Bu yararlı bilgiler için teşekkür.ederim.Sizi.takip ederek homeopati konusunda kendimi geliştirmek bana çok iyi geliyor.teşekkür ederim.Sevgiler