Başınızı dik tutun ve kendinizi akışa bırakın. Direnirsen yok olursun. Kurban olmayın, yaratıcı olun! Hepimizin birbirimize morfogenetik bir alan aracılığıyla bağlı olduğumuzu dünya çapındaki pek çok çalışmadan zaten biliyoruz!

Bu nedenle kendimizi nasıl ifade ediyoruz çok önemli, buna dikkat etmek lazım; “ne ekersek onu biçeriz” unutmayın! Kendi enerji alanımızı ve başkalarının enerji alanını, doğumda ve bundan çok önce epigenetik yoluyla programlanmış, sabit diskte depolanan veriler olarak hayal edebiliriz.

Bu nedenle, giderek daha fazla kendi içimizde değişiklik yapmak zorunda kalmamız ve “suçluları” her zaman dışarıda aramamamız bizim için çok önemli. Bunu yapmazsak yine mağdur zihniyetine döneriz, o açıdan bakmaya devam edersek kendimize acımaktan başka yapabileceğimiz bir şey olamaz!

Ancak eylemlerimizin sorumluluğunu alırsak ve “dış dünyanın” yalnızca içimizdekilerin bir aynası olduğunun farkına varırsak, içimizdeki öfkeyi, nefreti, korkuyu, kendine acımayı vb. iyileştirmeye çalışabiliriz.

Yeni bir dünya için uyanık, kendini tanıyan bu insanlara ihtiyacımız var. Kimse suçlu değil, herkes kendisi için en doğru olduğunu düşündüğü şeyi yapıyor. İyi ya da kötü yoktur, kimin derecelendirdiğine bağlıdır!
İçerisi nasılsa dışarısı da, yukarısı nasılsa, aşağısı da öyledir (Mikrokozmos-makrokozmos) !

Ayrıca içimizde sıklıkla kötü düşünceler vardır ve bu düşünceler o kadar ileri gider ki, düşüncelerimizde insanları öldürebilir veya onlara kötü şeyler dileyebiliriz! İster yüksek sesle ister alçak sesle söylenen bu kötü lanetlerin hepsi bize geri dönüyor!

Bu nedenle her zaman sadece iyi şeyler dileyin ya da “Ho oponopono” gibi yöntemler kullanarak içinizdeki bu kötü duyguları yok edin. Benim düşüncem bu “Yeni Dijital Dünyada” en önemli olan şey çocuklar… Çünkü bu “Yeni Dünya”ya doğan çocukların çoğu, bu “Yeni”, “dijital zaman” için ihtiyaç duydukları tüm bilgileri zaten beraberlerinde getiriyorlar!

Onları korumalıyız ve onlara bu bedende, doğayla ve hayvanlarla uyum içinde, bağımsız olarak nasıl var olabileceklerini öğretmeliyiz. Çoğumuz biliyoruz ki dünya çok büyük bir frekans değişimi içinde.

Bu hepimiz için duygusal, zihinsel ve fiziksel problemlerle ilişkilidir. Bazı insanlar bu yeni frekansa az, bazıları çok ama bir kısmı da hiç uyum sağlayamıyor. Yenidünyada sağlıklı, mutlu ve doğayla uyum içinde yaşamanın en önemli şeylerinden biri doğal üreme, sağlıklı bir hamilelik ve doğal doğumdur.

Bu nedenle iyi eğitimli, doğaya saygı duyan, doğal yöntemleri kullanan ebeler, ebeveynler, öğretmenler, doğayı sevenler, dünyayı ve doğal yaşamı korumaya kararlı olanların yanı sıra homeopatinin de bize büyük faydası olur.

Bu değişimin özellikle 2020 yılından beri farkındayız ve birçoğumuz bunu uzun zamandır biliyor ve bilim alanında çalışan çok çeşitli insanlardan duyuyoruz. Yaşadığımız dünyanın doğallığını korumak için bir araya gelmeli ve muhteşem doğayı korumak için barışçıl eylemler yapmalıyız.

Bunu da ancak yeni nesillerle fikir alışverişi ve işbirliği yaparak başarabiliriz. Bu nedenle çocuklarımızın sağlıklı ve doğayla uyum içinde büyümeleri çok önemli. Homeopati ile dünyaya ve canlılara duyduğunuz sevgiyle zihninizi ve ruhunuzu sağlıklı bir bedende geliştirebilirsiniz!

Dr. F. Samuel Hahnemann’ın Organon adlı kitabında söylediği gibi “ bu dünyadaki varlığımız, hastalanmak için değil, daha yüksek bir amaca hizmet etmek içindir.”

Enerji olarak bu dünyada yaptığımız her şeyi ve hangi ebeveynleri, ortakları, dostları ve düşmanları seçtiğimiz fikri var! Ölen ve geri dönen kişiler, her şeyi tersten oynatılan bir film gibi gördüklerini ve özellikle onun başkalarına yaşattığı acıyı hissettiklerini anlatıyor.

Bu teoriye göre yaşarsam diğer insanlara nasıl davrandığıma dikkat edeceğim. Matha Ghandi’nin dediği gibi: “Dünyayı size nasıl davranılmasını istiyorsanız öyle yapın.

Sevgiyle kalın, Homeopat Rita Berta Kaya

Bir Yanıt “Hayatın akışına güvenin!”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir