Bu yazımdan sizlere güneşle ilgili, özellikle güneşin iyileştirici gücünden ve güneşe neden ihtiyacımız olduğundan bahsedeceğim! Yıllarca bize güneşin ne kadar zararlı olduğu, güneşten korunmamız gerektiği anlatıldı, ondan korkmamız ve güneş kremiyle kendimizi korumamız öğretildi.

Cilt hasarını ve kanseri önlemek için. Tam tersi, güneş kremleri o kadar inanılmaz derecede zararlı ki, birçok güneş kremi sadece cildimize değil çevreye de zarar veren kimyasal maddeler içeriyor. Su gibi güneş de biz insanlar için en önemli yaşam kaynaklarından biridir; sağlığımızı, refahımızı ve enerjimizi güçlendirir.

Güneş ışığının vücudumuz, ruhumuz ve sağlığımız üzerinde muazzam olumlu etkisi vardır. Güneş doğanın bir armağanıdır. Vücudumuzdaki birçok süreci etkiler ve sağlığımız için gereklidir: Güneş vücudumuzu birçok düzeyde besler ve yaşam gücünün anahtarıdır.

Güneş sadece biz insanların ihtiyacı değil, aynı zamanda tüm yaşamın temelidir, bitkiler güneş ışığını fotosentez ve oksijen üretmek için kullanır. Hayvanlar biyoritimlerini güneş ışığı aracılığıyla düzenlerler. Su, güneş enerjisini depolar ve bize iletir. Vücudumuz sadece güneş ışığı yoluyla D vitamini ürettiği bir D vitamini sentezidir.

Bu “güneş hormonu” bağışıklık sistemimizi güçlendirir, depresyona karşı korur ve sağlıklı kemikleri destekler. Eksikliği yorgunluğa, enfeksiyonlara yatkınlığa ve kronik hastalıklara neden olabilir.

D vitamini üretimi için güneş ışığı, D vitaminini kendimiz üretmemizi sağlayan tek doğal kaynaktır.

Bu “güneş hormonu” canlılığı ve dolayısıyla bağışıklık sistemini güçlendirir; kemiklerimizi korur, hormonları düzenler ve ruh halimizi iyileştirir.

En büyük yalanlardan biri: Güneş kremi üreticileri, güneşin bizi daha hızlı yaşlandırdığını iddia ederler! Tam tersi, güneş ışığı hücre yenilenmesini harekete geçirir, kolajen oluşumunu iyileştirir ve cilt yenilenmesini destekler. Güneş aynı zamanda mutluluk hormonlarının da destekleyicisidir! Güneş ışınları, mutluluk hormonumuz olan serotonin ve uyku hormonu olan melatonin üretimini teşvik eder.

Bu şu anlama gelir: Daha fazla güneş = daha iyi ruh hali ve sağlıklı uyku! Hücresel enerjiyi ve detoksifikasyonu teşvik eder! Güneş mitokondrimizi (hücrelerin “enerji santralleri”) harekete geçirir ve böylece enerji üretimini destekler ve canlılığımızı artırır. Ayrıca kan dolaşımını destekler, lenfatik sistemi harekete geçirir ve vücudun zararlı maddelerden arınmasına yardımcı olur.

Doğal dengemizi sağlamak için çok önemli! Birçok eski kültür, güneşe ilahi bir enerji kaynağı olarak tapıyordu. Atalarımız hayatlarını güneşle uyum içinde yaşadılar. Güneş ışığının vücut için yiyecek kadar önemli olduğunu biliyorlardı. Pek çok ruhsal gelenek, bu zamanları ritüeller, dualar veya şifa süreçleri için tam olarak kullanır çünkü morfogenetik alan açılır ve ruhumuzla daha kolay bağlantı kurabiliriz.

Müslümanlar güneşin hareketine göre ibadet ederler çünkü İslami namaz takvimi gece ve gündüzün doğal ritmine dayanmaktadır. Güneşin yolu çok önemlidir çünkü namaz vakitleri günlük rutini uyumlu hale getiren doğal ışık döngüleriyle bağlantılıdır. Üstelik insanlara daha büyük, ilahi bir sistemin parçası olduklarını hatırlatır.

Güneşin evreleriyle bağlantı kurarak iç ve dış enerji akışında kalır! Ve hayatı doğayla uyum içinde yaşayabilmemize yardımcı olur. Bir Homeopat olarak her zaman tavsiye ederim; en önemlisi güneşin ve doğanın içinde olmak.

Gün doğumu ve gün batımı enerjik açıdan çok özel zamanlardır, çünkü bu anlarda dünyadaki frekanslar ve titreşimler değişir. Güneşin doğuşu yeni bir başlangıcın enerjisini taşıyor, dünya uyanıyor, doğa taze enerjiyle doluyor.

Havanın iyonize olması ve prana (yaşam enerjisi) ile dolu olması bu zamanda meditasyonu veya duayı özellikle güçlü kılmaktadır.

Güneş, serotonin hormonunu (mutluluk hormonu) harekete geçiren ilk yumuşak ışınlarını gönderir.

Gün batımı dönüşümün enerjisini taşıyor! Gün dinlenme aşamasına geçer, enerji daha yumuşak ve daha içe dönük hale gelir. Atmosfer özellikle manyetiktir; yansıma, şükran ve tezahür için idealdir. Epifiz bezi, iç huzuru destekleyen melatonin (uyku hormonu) salgılamaya başlar. Gökyüzündeki renklerin enerji alanımız üzerinde de iyileştirici etkisi vardır.

Homeopati de vücudun doğal ritimlerinin de önemli bir rol oynadığını biliyoruz. Daha önce de belirttiğimiz gibi onlarca yıldır cilt kanserinin ana nedeninin güneş olduğu söylendi. (İlaç Endüstrisi Propagandası).

Ancak aslında sorun yaratan güneş ışığının kendisi değil, çoğunlukla güneş yanığıdır. (Tabi ki güneşten yararlanırken, bunu abartmamaya dikkat etmeliyiz. Her zaman her şeyin fazlası zararlıdır.) Birçok bilimsel çalışma, güneşin çeşitli hastalık risklerini azaltabileceğini göstermektedir. Güneş kremleri büyük bir sorundur.

Piyasada satılan çoğu ürün, hormonal sistemi etkileyebilen ve kansere neden olduğundan şüphelenilen hormon aktive edici kimyasallar içerir. Nanopartiküller ve mikroplastikler içeriyorlar, bu minik parçacıklar deri yoluyla vücuda giriyor ve sularımızı kirletiyor. UV filtreleri yapması gerekenin tam tersini yapar. Bazı kimyasal güneş kremleri güneş ışığına maruz kaldığında parçalanır ve cilde zarar veren serbest radikaller üretebilir.

Çoğu güneş kremi sadece cildimize değil aynı zamanda çevremize de zarar veren zararlı kimyasallar içerdiğinden kendimizi doğal yollarla korumalıyız.
Güneşe yavaşça alışmak gerekir: Düzenli olarak (güneş yanığı olmadan) güneş alan herkes, doğal koruma görevi gören melanin üretimini artırır. Güneş ışığının en iyi zamanlarından yararlanın güneş ışığı özellikle sabah saat 11’e kadar ve öğleden sonra saat 16.00’dan sonra sağlıklıdır.

Lütfen güneş kremi yerine doğal yağlar kullanın: Ahududu tohumu yağı (SPF 25-50) – güneş koruma gerçeği – SPF, havuç yağı (SPF 30-40), hindistancevizi yağı (SPF 5-10) İçerden güneş koruması için beslenme ile güçlendiriciler: Beta-karoten (örneğin havuç, biber), meyveler, domates ve astaksantin (yosunlarda bulunur) ve C vitamini açısından zengin sağlıklı bir diyet, cildi içeriden güçlendirir.

Güneş yanığı, cildin çok fazla güneşe maruz kaldığını gösteren bir işarettir. Cildin (soğutmak yerine) homeopatik ” benzerlik” prensibine göre ılık duşlarla düzelmesi sağlanır. Bu, cildin yavaş yavaş tekrar dengelenmesini ,(donma olayına benzer şekilde ) daha hızlı yenilenmesini sağlar. Ve elbette size hemen yardımcı olacak bazı iyi homeopatik ilaçlar da var.

Duştan sonra hindistancevizi yağı veya sarı kantaron yağı uygulayın – cildi besler ve rahatlatır. Aloevera jelini sıcak cilde masaj yapın, nemlendirir ve iyileştirir. Ve elbette içeriden çok fazla sıvı almak iyi gelir.
Her insan aynı zamanda bizi evrensel yaşam gücüne bağlayan süptil bir enerji alanı olan bir “ruh matrisine” sahiptir. Bu matris, bataryaya benzer şekilde güneş ışığı ile şarj edilebilir.

Gül kuvars, kaya kristali veya ametist gibi taşları suyla birlikte bir sürahiye yerleştirip güneşe koyarsak bunu daha da güçlendirebiliriz. Su enerji verir, beden ve ruh üzerinde uyumlu destekleyici bir etkiye sahiptir.

Güneş bir tehlike değil, bir hediyedir. Bizi fiziksel, enerjik ve ruhsal düzeyde iyileştirir, yeniler ve güç verir.
Güneşi bilinçli kullanmak ve onunla uyum içinde yaşamayı öğrenmek gerekiyor.

Kalbimin derinliklerinden güneşli selamlarla, Homeopat Rita Berta Kaya

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir