Homeopati Yalnızca Hastalıkları İyileştirmek İçin Değil, Sağlığı Korumak İçindir.
Sizlerle su ve tuzun önemini ve elbette bu iki temel yaşam gücüyle en çok bağlantılı olan homeopatik ilacı “Natrium-muriaticum”u konuşacağım.
Tuz ve su, yaşamın ilk yaratıcı güçleridir.
İnsan bedeni için muazzam bir etkiye sahiptir ve hayati derecede önemlidir.
İnsan bedeni %70–80 oranında sudan oluşur ve iç yapımızın büyük bölümü, özellikle sodyum klorür olmak üzere çözünmüş tuzlara dayanır.
Burada devreye biyofizik girer.
Biyofizikte konu, “madde mi enerji mi?” tartışması değildir.
Önemli olan, maddenin enerjiyi nasıl yapılandırdığı ve enerjinin maddeyi nasıl düzenlediğidir.
Enerji “manevi” bir şey değildir; ölçülebilir ve maddeyi düzenleyen, hareketlendiren temel güçtür.
İnsan bedenindeki bütün düzen işte bu iki madde sayesinde mümkündür:
- Su, iyonlar, titreşimler ve elektriksel akımlar aracılığıyla bilgi taşır.
- Tuz, iletkenlik, ozmotik denge ve elektriksel potansiyel yaratır.
- Bu ikisinin uyumu olmadan sinir iletimi, hücresel iletişim, enerji üretimi ve nihayetinde yaşam mümkün değildir.
Endüstriyel çağdan sonra kaybettiğimiz şey: Su ve Tuz
Sanayi devriminden bu yana giderek daha “kimyasal” bir dünyada yaşıyoruz.
Kimyasal işlemlerden geçmiş yiyecekler, arıtılmış ama “ölü” sular, sadece semptomları bastıran ilaçlar…
Dışarıda olduğu gibi içeride de suyu ve tuzu kaybediyoruz.
Burada Peter Ferreira ve Dr. Barbara Hendel’in çalışmalarını özellikle tavsiye ederim.
Sürekli “eksik vitaminler, eksik mineraller” konuşuluyor.
Ama kimse, bunların çoğunun endüstriyel, kimyasal üretim olduğunu söylemiyor.
Oysa asıl önemli olan:
Bir besinin biyofiziksel kalitesi yani yaşam enerjisi taşıyıp taşımadığıdır.
“Lebensmittel /Gıda ” kelimesinin anlamı şudur:
Hayatı ileten, hayat taşıyan besin.
Eğer suyun veya bir besinin yapısı, yükü, canlı düzeni yoksa,
o artık “hayat ileten” değil, sadece teknik olarak temiz ama enerjisiz bir maddedir.
Hastalık: Bir Düşman Değil, Bir Bilgi
Biyofizikte hastalığı şöyle tanımlarız:
“Düzen, enerji veya bilgi eksikliği.”
Homeopatide Hahnemann’ın Organon § 11’de söylediği gibi:
Lebenskraft’ın (yaşam gücünün) dengesinin bozulması.
Bir şey eksildiğinde, beden bunu semptomlarla söyler.
Semptomlar düşman değildir, birer uyarı ışığıdır.
Ama biz çoğu zaman, arabada kırmızı uyarı ışığını görünce
sanki bantla üzerini kapatır gibi
semptomu bastırıyoruz ve sonunda sistemi çökertiyoruz.
Homeopati ise tam tersini yapar:
Kök neden, örüntü, dinamik ve bireysel totaliteyi arar. Bu yaşam enerjinin bize gösterdiği semptomların bütünüdür.
Tuz ve Suyun Homeopatik Karşılığı: Natrium muriaticum
İşte bu noktada, biyofizik ile homeopati doğrudan birleşir.
Natrium muriaticum (Natriumchloratum / NaCl)
insanın fiziksel temelini oluşturan iki maddeden hazırlanır: Su & Tuz
Homeopat Philip M. Bailey’ye
göre modern toplumlarda insanların yaklaşık üçte biri, yaşam dinamikleri nedeniyle Natrium muriaticum ihtiyacı taşır.
Bu homeopatik remedi özellikle şu kişilerde derin etki gösterir:
- Dışarıdan güçlü, içeriden hassas
- Duygularını bastıran
- Her şeyi kontrol etmeye çalışan
- Düzen isteyen ama o düzenin altında ezilen
- Güneş, deniz, tuz ve susuzluğa aşırı duyarlı
- Bedende tüm seviyelerde “kuruma” yaşayan
Bu bahsettiğim örnek semptomlar sadece küçük bir kısmı ; Natrium muriaticum içsel yapı, yaşam gücü ve duygusal su döngüsünün remedisidir.
Tuz ve Su: Bir Besin Değil, Bir Bilgi Sistemidir.
Modern araştırmalar (kuantum biyoloji, su yapıları vb.) şunu gösteriyor:
- Su, bilgiyi yapısal formlarda depolar.
- Tuz, bu bilgiyi taşıyan elektriksel alanı oluşturur.
- Her hücre, bu bioelektrik ağ üzerinden iletişim kurar.
Su + Tuz = Yaşamın ilk bilgi sistemidir.
İnsan biyofiziksel olarak bir tuzlu su bataryasıdır
ve ışık, frekans, iyon değişimi ile iletişim kurar.
Spiritüellik bilimden uzak olursa belirsizleşir. Bilim spiritüel boyutu reddederse yaşamsal gerçekleri göremez.
Biyofizik ikisini birleştirir:
Işık, enerji, düzen, bilgi, bilinç.
Işık enerjidir. Enerji bilgidir. Bilgi hayatı şekillendirir.
Bu ne büyüdür ne hayal.
Bu, fiziğin daha geniş yorumudur.
Neden Tuz ve Su Bilinci Sağlık İçin Bir Adımdır?
Çünkü hücresel ortam, enerji üretimi, sinir iletimi,
duygusal denge ve öz-düzenleme tamamen su ve tuzun kalitesine bağlıdır.
Bilinç arttıkça sağlık da artar,
çünkü bilinç de bir enerjidir.
Günlük Su ve Tuz Solesinin Etkisi; Her sabah 1–2 tatlı kaşığı doğal kristal tuzlu su (sole) içen birçok insan:
- Daha fazla denge
- Daha iyi topraklanma
- Daha net bir zihin
- Daha sakin duygular
- Daha güçlü stres dayanıklılığı bilinmektedir.
Sole bedeni her gün temel ritmine geri getirir.
Hahnemann’ın § 4’te söylediği gibi:
Görevimiz yalnızca hastalığı iyileştirmek değil, sağlığı korumaktır.Doğal sole bu yolda güçlü bir adımdır.
Sevgiyle,
Rita Berta Kaya
