Manevi olarak çocuk sahibi olma arzusudur. Her seviyede (zihin- beden-ruh, bir bütün olarak) dengede hamile kalmak en doğrusudur.
Organizma (yaşam enerjimiz) tüm sistemimiz doğal olarak yolunu bulan bir dağ nehri gibi her seviyede denge için çabalar. Bazen etrafından dolanıp onu durduramayan kayalar vardır. Ancak, akışı kesintiye uğratan daha büyük parçalar veya tek bir yerde birikmiş çakıl taşları da olabilir. O zaman yeni bir yol bulması gerekiyor.
Enerji sistemimizde, yani psiko-duygusal programlamamızda, yaşam enerjimizin dengeli akışını engelleyen böyle yığınlar da olabilir. Bu, homeopatik tıbbın temel fikridir, önce yaşamsal güç bozulur.
Manevi bir bakış açısından, hastalıklar veya fiziksel rahatsızlıklar, fiziksel bedende tezahür etmeden önce sübtil bedende tezahür eder.
Bu açıdan bakıldığında, istenilen hamilelikten uzun zaman önce süptil beden üzerinde çalışmak önemlidir.
Bu homeopatik – enerjik ve psiko-duygusal ruh desteği ile mümkündür.
Biçimlendirici nesiller arası (miassmen/epigenetik) bilinçdışı deneyimler, karma ailelerdeki özel dinamikler, şoklar, travma, stres ve korku ile ilgili olarak çok şey taşınabilir.
Biz kadınlarda ve çevremizde kendi kadınlığımıza dair duygular üzerinde çalışılabilir. İçsel çalışma sayesinde enerji akışı yavaş yavaş değişir, stresin yoğunluğu ve yaşam enerjisi yeniden akmaya başlar. Ruhsal olarak bu hamilelik için yardımcı ve destekleyicidir.
Anne babamızın ya da bizden önceki kuşakların deneyimlerinin parçalarını bilinçsizce içimizde taşıyoruz. Bir aile içinde aktarılırlar ve böylece aile içindeki ve ayrıca bizim içimizdeki atmosferi şekillendirirler.
Bazen bu, anlatılar veya tepkiler yoluyla gerçekleşir, ancak epigenetik olarak kalıtsal sözel olmayan, gözlemlenemeyen aktarımlar da olabilir. Günümüzde bunları homeopatik tedavi veya aile dizimi ve diğer terapi yöntemleri ile çok iyi tedavi edebiliyoruz. Bilinçsiz kısımlar hamilelik ve doğumla da ilgili olabilir.
Örneğin, kadın atalarda doğum ve gebelikte yaşanmış komplikasyonlar, istenmeyen gebelikler veya düşükler olabilir. Ya da hamileliğin tehlikeli olduğu, dikkat edilmesi gerektiği gibi deneyimler, medya üzerinden gösteriliyor. Bu tehlikeden korunmamız lazım. Çünkü enerji alanımız yani bilinçaltımız kendimizi bu tehlikeye maruz bırakmamamızı sağlar. O halde atalarımızın deneyimlerini üzerimizden salıvermek ve böylece bir aydınlanma meydana getirmek için desteğe ihtiyacımız var.
Bugün çocuk sahibi olma isteğimiz ve yaşam planımızla bağlantılı olarak hayatımızla ilgili birçok karar alabiliriz. Bu yüzden ne zaman hamile kalacağımızı seçebileceğimize de inanıyoruz. Bu, birçok çift için işe yarar, ancak yaklaşık yedide biri için geçerli değildir.
Homeopatik bir bakış açısı, yaşam gücü her zaman vücudun yeni bir yaşam geliştirmek için yeterince sağlıklı olup olmadığına karar verir, çünkü organizmada başka sorunlar-tıkanmalar varsa, yaşam gücü öncelikle annenin organizmasını korumaya karar verir.
Deneyimler, enerjik çalışmanın bir parçası olarak kadınların öznel algılanan stres düzeyinin azaldığını göstermiştir. Henüz hamile olmasalar bile kendilerini duygusal olarak daha iyi hissederler ve daha fazla içsel dinginliğe kavuşurlar.
Danışanlarımın birçoğu bana sonunda hayatlarının tekrar güzel olabileceğini ve bir konu hakkında sürekli kara kara düşünmenin hafiflediğini söyledi.
Olmakta olana ve daha fazla bir şey olmaması gerçeğine karşı bu içsel tam açıklık durumu, her düzeyde derin bir rahatlama getirebilir. Tam olarak bu rahatlama, olumsuz inançlar ve diğer engeller ortadan kalktığında gerçekleşir.
Hamile kalmak ve aynı zamanda bir kadın olarak tatmin edici bir yaşam için, alıcı, dişil akışınıza girmeniz, dünyayla bağlantı kurmanız önemlidir. Toprak ana (Gaia: bir doğa ana ya da toprak ana olarak tanımlanmaktadır.
Gaia yeryüzünü simgeleyen ve her şeyi yaratan tanrıçadır) olarak da adlandırdığımız toprak, dişil ilkel gücü bünyesinde barındırır. Her zaman yeni bir hayat, sonsuz yaşam döngüsünde sürekli bir doğum ve ölüm meydana getirir.
Bu güçle bağlantı kurmak ve dünyayı bir hayat veren olarak hissetmek çok destekleyicidir. Enerjimizi topraktan şarj edip kalplerimize ve midelerimize akmasına izin veriyoruz.
Bize ait olmayan sertliğin yumuşadığını hissederiz. Kabul ediyoruz, alan yaratıyoruz. Rahmimiz ve doğurganlığımızla yeni bir şekilde bağlantı kuruyoruz.
Tüm bunlara ulaşmak için, önce bir homeopatik tedavi uygulanmalı. Bu sayede dönüşümün nazikçe mümkün olduğu, blokajların giderilebildiği, akışın yeniden sağlandığı bir çerçeve yaratırız.
Bebeğin ruhuna anne rahmine taşınması için bir davet gönderiyoruz.
İç sesinizi dinleyin…
Sevgiler, Rita Berta KAYA