Yaşam Gücü

yaşam gücü


Yaşam Gücü

Homeopati felsefesine göre yaşam enerjisi.

Latince bir sözcük olan “dynamis”, “bolluk, zenginlik, güç, etki eden güç” anlamına gelmekte olup, ilk kez Hahnemann tarafından, yaşam enerjisini ifade etmek amacıyla kullanılmıştır. Geriye dönüp baktığımızda, yaşam enerjisinin en az beş bin yıldır tanımlanmış olduğunu, değişik kültürlerde farklı isimler aldığını görüyoruz.

Örneğin Almanca’da ”dynamis”, Çin’de “chi”, Japonya’da “ki”, Hindistan’da “prana”, Sufizm’de “baraka” gibi. İlkçağın doğa filozofları da durmaksızın, yaşamın temel maddesini aramışlardır. Tüm yaradılış efsanelerinde yaşama bir öz bulma, onu tanımlama çabası vardır. Kadim kültürler, çağlar boyunca, bu soruya bir yanıt bulmaya çalışmışlardır. Yaşam enerjisi (dynamis), Homeopatinin ana ekseninde yer alır. Organon’un 9 – 10 ve 11. Paragraflarında şöyle anlatılır.

Paragraf 9 “Fiziksel bedeni yöneten hayat enerjisi (dynamis), sağlıklıyken, vücudun tüm parçalarını ve tüm işlevlerini, hayranlık uyandıran bir uyum içinde tutar. Böylece içimizdeki akıllı güç, bu sağlıklı ve hayat dolu aracı (vücudu), varoluşumuzun en yüksek amacına hizmet etmek için özgürce kullanabilir.”


Paragraf 10 “Fiziksel beden (organizma), hayat enerjisi olmadan hissedemez, faaliyet gösteremez ve varlığını koruyamaz. Sağlıkta ve hastalıkta, organizmayı canlı tutan bu manevi güç (yaşam enerjisi) sayesinde, tüm hislerin ve hayati fonksiyonların devam etmesi mümkün olur.”

Paragraf 11 “Kişi hastalandığında, aslında hastalanan, gözle görülemeyen ve bütün organizmaya yayılmış olan ve kendi kendine işleyen yaşam enerjisidir. Hastalıklar, yaşam enerjisinin zarar görmesinden başka bir şey değildir. Onun uyumlu akışının ve ahenginin, hayata düşman, ‘dinamik’ bir etkenle bozulması, organizmanın fiziksel, zihinsel ve duygusal işlevlerinde anormalliğe yol açar, ki buna ‘hastalık’ denir.

Gözle görülemeyen bu enerji (yaşam enerjisi), yalnızca organizma üzerindeki etkileri aracılığıyla anlaşılabilir. Onun uyumu bozulduğunda, fiziksel, zihinsel ve duygusal işlevlerdeki patolojik belirtiler, yani hastalık semptomları ortaya çıkar ki bu semptomlar, kişiyi gözlemleyerek, şifalandırmayı bir sanat gibi uygulayan hekime, organizmanın kendisini ifade etmesinin tek yoludur.”