Bu, temel güvenimizden kaynaklanmaktadır. Temel güven, sosyal çevreyle korkusuzca yüzleşmeyi sağlar. Bu nedenle, kendinize olan güvenin, özgüvenin, sevme yeteneğinin temelidir.Temel güvenimiz  dışarıda karşılaştığımız korkulara karşı dirençli olmamızı sağlar.

Temel güveninizi güçlendirmek için kendinize hergün;
“Hergün daha çok değerliyim.”
“Hergün daha çok sevilmeye değerim.“
“Kendimi hergün daha çok güvende hissediyorum.” diyebilirsiniz.

Korkular hayatımızın ayrılmaz bir parçasıdır. Binlerce yıl hayatta kalmamıza yardım ettiler. Ama artık korkular çok değişti.

Geçmişte, doğanın ayrılmaz bir parçasıyken vahşi bir hayvan gördüğümüzde savunmasızdık. O zaman korku duygusu ortaya çıkınca, tehlikeyi görüp, o anda reaksiyon verirdik.
Bu korkuların bize ne yaptığını biliyorsak, bu korku durumundan çıkmanın ne kadar önemli olduğunu da biliriz.

Her düşünce beden frekansınızı değiştirir, bunu bilinçaltı otomatik olarak gerçekleştirir!

Düşünce dürtüsü ile frekans değişir, tüm vücut enerjiniz (vücut kimyası) değişir. Korku hissettiğinizde, vücut sisteminiz bunun “hayatta kalma” ile ilgili olduğunu hemen anlar ve bu sizin kaçmanızı veya daha iyi savaşmak için daha fazla güç kazanmanızı kolaylaştırır. Vücut sistemi, hayati organlarınıza daha az enerji sağlar, böylece kollarınıza ve bacaklarınıza yeterli enerjiyi gönderebilir. Bu da, kısa bir süre için sorun değil, daha sonra enerji tekrar organlara gönderilir ve sistem kendini toparlayabilir.

Organlar ve hücre yenilenmesi yeniden uyumlu bir şekilde sağlanır. Bugün farklı bir zamanda yaşıyoruz ve hiç gerçek olmayan tehlikeler yaşıyoruz. Örneğin virüsler, kaybetme korkusu vb., ancak vücut sistemimiz tıpkı ilkel zamanlardaki gibi tehdit altında hissettiğimizde tepki veriyor, ör. başarısız olmaktan, enfekte olmaktan ya da daha az kazanacağımızı ve hayatta kalmamızın daha zor olacağını düşündüğümüz için işimizi kaybedeceğimizden korktuğumuzda…

Sistemimiz, vahşi bir hayvan tarafından saldırıya uğramış gibi tepki verir. Ancak bu korku durumunda ne kadar uzun kalırsak, hayati organlarımız ve hücre yenilenmesi için gönderilen enerji o kadar az olur, sisteminiz büyük zarar görür.

Çoğu korku bize dışarıdan verilir, ancak onları “kabul edip, etmemeyi “ siz seçebilirsiniz. Sürekli olarak farklı korkularla karşı karşıyayız: Bazen yaklaşan savaşlar, virüsler bizi öldürüyor, teröristler veya şimdi elektrik kesintileri, hatta büyük iklim felaketleri veya su kıtlığı yaşıyoruz.

Ama televizyonda bize her gün önerilen korkuların (terör, savaşlar, hastalıklar vb.) gerçekten sizi nasıl etkilediğini veya hayatınızı engellediğini bir düşünün. 2 yıldır bu corona virüsü hikayesi bize anlatılıyor ,evet bundan insanlar öldü, bu birey için gerçekten çok üzücü. Ama unutmayın ki sadece “bir” virüs değil, milyarlarca virüs vardır.

Türkiye’de ve Almanya’da her gün yaklaşık 2600 kişi ölüyor, eğer çok sayıda corona virüsü varsa 50-200 kişi ölüyor ama virüslü mü yoksa virüssüz mü öldüğü henüz bilimsel olarak kanıtlanmadığı için onu da tam olarak bilmiyoruz.

Yani başka hastalıklardan ölümler gerçekleşmiş olabilir.

Stanford Üniversitesi’nden, dünyanın en çok alıntı yapılan on araştırmacısından biri olan ünlü Prof.Dr. John PA İoannidis, Covid 19’dan ölüm oranı üzerine yaptığı çalışmalarda dünyada % 0,03 – 0,005 arasında kişinin Covid’den ve Kovid ile öldüğünü açıklıyor, yani enfeksiyonu rahat atlatan ve yaşayanlar %99.07 diyebilirsiniz.

Hükümdarlar korku içinde yaşamamızı istiyorlar, çünkü o zaman gücümüzü geliştiremeyiz ve onların istediklerini yapabilecekleri köleler gibi yaşarız.

Bunu son 2 yılda gördük. Ancak vücut sistemimizi kendimiz kontrol edebileceğimizi bilirsek ve temel güvenimize geri dönmenin yolunu bulabilirsek, kendimizi bu korkulardan kurtarabiliriz. Düşündüğümüzü çekiyoruz, kendi dünyamızı yaratıyoruz. Kendimizi dışarıdan gelen korkularla manipüle etmemize izin verirsek, giderek daha zayıf hale geliriz, ancak bu korkuların yalnızca birer yanılsama olduğunu görürsek hemen en aza iner veya hemen kaybolurlar.

Temel güveninizi geliştirmek için ne yapabilirsiniz? Vücudun tüm alanları çakralara bağlıdır ve temel güven, ilk çakra olan kök çakraya bağlıdır.

Çakralar nedir?

Çakralar, vücudun içindeki ve dışındaki süptil enerji girdaplarıdır, yani organik olarak ruh kadar yokturlar. Çakraların binlerce yıldır yoga, meditasyon, Reiki, TCM (Geleneksel Çin Tıbbı) ve Ayurveda’da sağlam bir yeri vardır. Yedi ana çakra vardır, bunlar ana insan enerji merkezleri olarak kabul edilir ve omurga veya vücudun dikey ekseni boyunca yer alır. Bağlantı noktaları, gövde yüzeyinden birkaç santimetre çıkıntı yapan huni şeklinde hayal edilir.

Bu kök çakrayı örneğin “KIRMIZI” renkle güçlendirebiliriz. Akşam uykuya daldığınızda, kök çakranıza (kuyruk sokumu) nasıl kırmızı bir enerjinin aktığını hayal edebilirsiniz. Ayrıca kök çakranızı güçlendiren kırmızı giysiler giyebilir veya daha fazla kırmızı nesne veya çiçek getirebilirsiniz.

Ve kendinize günde birkaç kez, her gün daha fazla güvene sahibim/güveniyorum diyebilirsiniz.

Veya Ho oponopono tekniği uygulayabilirsiniz;

“Bu korku benden veya atalarımdan, nereden gelirse gelsin” Şimdiye kadar fark etmediğim için özür dilerim, affet beni şimdi görebildim, çözebildiğim için teşekkür ederim, seni seviyorum ve kendimi seviyorum.”

Kötü haberi dışarıda bırakın, artık izlemeyin veya dinlemeyin.

Homeopatide de korkularla başa çıkmak için kullanabileceğimiz birçok remedi var. Özellikle ani panik ataklar için en iyilerinden biri “Aconitum napallus”tur.

Homeopatik ilaç Aconitum napellus’un ,özellikle ani ve şiddetli semptomlar durumunda iyi bir etkiye sahip olduğu söylenir.

Aconitum napellus ilacı, soğuk algınlığı şiddetli ve aniden başladığında kullanılır.

Kuru öksürüğe genellikle nefes darlığı eşlik eder.

Aniden ortaya çıkan nevralji ve kardiyovasküler hastalıklar da uygun ilaç olarak Aconite’i gösterir.

Panik ataklar, şok halleri, endişe, korku ve diğer zihinsel huzursuzluklar da bu homeopatik ilaçla terapi için uygundur.

Aconite, genellikle deprem gibi yaşanan şok durumunda kullanılır. Ancak çoğu zaman bu korku durumu uzun sürer ve yaşam gücü genellikle şokun bir sonucu olarak uyku sorunları, ağrı, soğuk algınlığı semptomları veya tikler vb. gibi başka semptomlar üretir.

Gördüğümüz gibi, korkuları bedende tekrar uyum haline getirmenin birçok farklı yöntemi var.

Bu yüzden artık kurban değil, kendi dünyanızın yaratıcısı olun ve temel güveninizi güçlendirin.
Sevgilerimle Rita Berta Kaya

Bir Yanıt “Korkuları nasıl yenebiliriz?”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir