Homeopati, özellikle akut hastalıklar için uygun olan bütünsel bir şifa yöntemidir. Dünya Sağlık Örgütü, eldeki tüm kaynakların sağlık için kullanılması gerektiği görüşündedir.
Benim için bu, “en ufak rahatsızlık” duyulduğunda hemen bir doktora koşmamak demektir, sağlıklı bir yaşam için sorumluluğumuzu elimize almamız demektir. Homeopati, tüm dünyada tanınır, epey uzun bir süredir Türkiye’de de tanınmaktadır.
Siz, aileniz hatta hayvanlarınız hastalandığında, akut hastalıklarda da etkin bir şekilde kullanılabilir. Homeopatik ilaçlar vücudumuzun kendi kendini iyileştirme gücünü “eğitir” ve güçlendirir, bu özellikle çocuklarda önemlidir çünkü onların bağışıklık sistemleri henüz gelişme aşamasındadır.
Hahnemann’ın homeopatisi, onu temel yasalarına göre sorumlu bir şekilde kullanan herkes için ve ayrıca iyileştirici etkilerini deneyimlemesine izin verilenler için bir armağandır. Kesin etki ediş biçimi henüz bilinmese bile, sayısız hasta 220 yılı aşkın bir süredir homeopati ile iyileşmeye tanık olmuştur. Ancak homeopatinin etkisi, önemli temel uygulama kuralları dikkatlice düşünüldüğünde elde edilir.
Temel kuralları “Homeopathy El Kitabı” kitabımda bulabilirsiniz, düzenlenen temel eğitime katılmak çok daha fazla yarar sağlayacaktır. Hastalık sadece can sıkıcı semptomların bir birikimi olarak görülmemelidir, bu semptomlar aynı zamanda organizmanızın, enerji açısından bir zayıflığın üstesinden kendi kendine gelme çabasının görünür hali olarak algılanmalıdır. Bu duruma uygun bir ilaçla biz ona yardımcı olabiliriz.
Homeopatik ilaçlarla kendi kendine tedavi, birçok hafif akut hastalık ve özellikle yaralanmalar için idealdir. Doğru kullanıldığında, istenmeyen etkiler ortadan kaldırılır. İyileşme süreci kolaylaştırılır ve genellikle kısaltılır. Lütfen kendi kendine uyguladığınız tedavinin sadece kısa süreli hastalıklarda ve eğer hastalık tedavi edilebilir ve komplikasyonsuzsa yararlı olduğunu unutmayın.
Kronik hastalıkların homeopatik tedavisi sırasında herhangi bir ilacı tek başınıza almamalısınız. Bu durumda mutlaka homeopati doktorunuza danışınız. Bir kaza durumunda ise elbette önce 112’yi aramalısınız. Daha sonra kendi kendine tedaviye başlayabilirsiniz.
Kısa bir süre sonra, yani ikinci veya üçüncü dozdan sonra ilacın etkisi olmamışsa veya sağlık durumunuz kötüleşirse ilacı bırakıp mutlaka homeopatınıza / doktorunuza danışın. 3000’den fazla homeopatik ilaç olduğunu ve seçimin her zaman kolay olmadığını unutmayın, bu nedenle karmaşık vakalar her zaman deneyimli uzmana bırakılmalıdır.
Bu şifa yönteminin kurucusu Dr. Samuel Hahnemann 220 yıl önce hastalıkların, insanın yaşam güçlerinin etkileşimindeki değişikliklerden kaynaklandığını, sadece bir organın değil, kişinin bütünüyle hastalandığını düşünüyordu. Homeopatik ilaçlarla tedavi, insanların iyileşmelerine yardımcı olmalı, bu nedenle sadece şikayetler bastırılmamalıdır.
Yaralanmalar, keder ve öfkenin neden olduğu çeşitli sağlık sorunları, soğuk algınlığı, baş ağrısı ve diş ağrılarının yanı sıra diğer birçok akut hastalık homeopati ile kolayca tedavi edilebilir.
İşte bazı örnekler:
Yaralanma, morarma, kanama durumunda ilk olarak “Arnika” ilacını düşünürüz, ancak Ruta, Ledum veya Rhus-tox gibi benzer iyileştirici etkilere sahip başka ilaçlar da vardır.
Şok durumunda / deprem sonrası şokta, ilk tercih edilen “Aconitum” dur.
Böcek sokmalarında veya alerjik durumlarda “Apis”, zehirlenme sonucu ortaya çıkan kusma ve ishallerde “Arsenicum”, ateşin hızla yükselmesi durumunda ve enfeksiyon başlangıçlarında “Belladonna” remedisini düşünebiliriz.
Dr.Hering’in “Hastalığın tedavisine ne kadar erken başlanırsa o kadar çabuk yok edilebilir” kuralı, homeopatik ilk yardımda önemlidir.
Sevgiler Rita Kaya